İÇİNDEKİLER
1.BÖLÜM
· BANKALARIN ULUSLARARASILAŞMASINDA AŞAMALAR
· 1.ULUSLARARARASI BANKACILIK
· 2.ULUSLARARSI BANKACLIKTA HİZMET
BİRİMLERİ
· 2.1.Muhabir Bankacılığı
· 2.2.Temsilcilik Büroları
· 2.3.Şube Bankalar
· 2.4.Bağımlı ya da Bağlı Bankalar
· 2.5.İlişkili Bankalar
· 2.6.Konsinyasyon Bankaları
· 2.7.Edge Act Şirketleri
· 2.8.Kıyı Ötesi Bankacılık (Off Shore
Banking)
· 3.Uluslararası Bankaların Sundukları
Hizmetleri
· 3.1.Fon Transferi (Fund Transfers)
· 3.2.Yurtdışında Mevduat Toplama ve
Yurtdışına Kredi Kullandırma
· 3.2.3.Uluslararası Krediler ve Ülke
Riski
· 3.2.3.1.Ülke Riskinin Kapsamı ve Ülke
Riskini Belirleyen Faktörler
· 3.2.3.2.Ülke Riski Konusundaki Son Gelişmeler
· 3.2.4.Döviz Ticareti
· 3.2.5.Çek Senet Tahsili
· 3.2.6.Döviz İşlemleri
· 3.2.6.1. Peşin ve Vadeli Döviz İşlemleri
(forward and future options
· 3.2.6.2. Swap
· 3.2.6.3. Arbitraj
· 3.2.6.4. Spekülasyon
· 3.2.6.5. Hedding
2.BÖLÜM
ULUSLARARASI BANKACILIK
VE DIŞ TİCARETİN FİNANSMANI
· 1.GENEL OLARAK
· 2.İTHALATLA İLGİLİ ULUSLARARASI
ÖDEMELER
· 2.1. Peşin Ödeme
· 2.2. Akreditif
· 2.3. İthalatçının üzerine çekilen
poliçenin kabulü yoluyla ödeme
· 2.4. Açık Kredi Yoluyla İthalat
· 2.5. Konsinyasyon
· 3. Dış Ticaretin Finansmanındaki Türk
Eximbank’ın rolü
· 3.1. İhracat Kredileri
· 3.2. Ülke Kredileri
3.BÖLÜM
ULUSLARARASI BANKACILIK VE TİCARİ AKREDİTİFLER
· 1.TANIMI VE TARAFLARI
· 2.AKREDİTİF AÇILIŞI VE İŞLEMLERİ
· 3.AKREDİTİFİN ÇEŞİTLERİ
· SONUÇ
· KAYNAKÇA
BANKALARIN
ULUSLARARASILAŞMASINDA ÖNEMLİ AŞAMALAR
Uluslararası
bankacılığın doğuşu ve gelişimiyle uluslararası işletmeciliğin
yaygınlaşması arasında çok yakın bir ilişki vardır. Her iki olguda 2.Dünya
Savaşı sonrası döneme ve özellikle de 1960’lı yıllara rastlamaktadır. Gelişme
sürecinin ilk aşamasında bankalar uluslararası faaliyetlerini kendi
ülkelerinden yürütmüşlerdir .Uzaktan bankacılık (Arm’s Lenght Banking) de
denebilecek bu aşamada bankaların bu
faaliyetleri daha çok muhabirlik ilişkileri çerçevesinde yürütülmüştür.
KAYNAK: Prof. Dr. İlker PARASIZ (“PARA BANKA VE Finansal
Piyasalar” kitabından alınmıştır.)
2.ULUSLARARASI BANKACILIK
Uluslararası ekonomik ilişkilerin günümüzde ulaştığı
seviyeye paralel olarak, uluslararası finansal talep de önemli ölçüde artmıştır
.Bankalar açısından en önemli piyasa Avrupa piyasalarıdır. Çünkü, bu piyasalar
hem mevduat hem kredi piyasası özelliklerine sahiptir. Özellikle Londra piyasasında,
karşılık oranı düşük olduğundan ve faiz(LIBOR) oranlarına herhangi bir tavan
gerilmediğinden birçok banka bu merkeze yönelmiştir.
Bankacılık sisteminde ortaya çıkan değişiklikler ve
yenilikler ,bankaların uluslararası
işlem veya faaliyetlere yönelmesini
etkilemiştir .Özellikle, elektronik bankacılık ,bankacılık sektörüne faydaları ,maliyetini
hayli aşan yeni imkanlar sunmuştur .Bankacılığa getirilen kısıtlamalar bu
sayede atlatılmış ,mevduat ve kredilendirme işlemlerinde ulusal sınırlar
aşılmış ve dünya ölçeğinde etkin ve süratli çalışan bir haberleşme ağı kurma
olanağı doğmuştur.
Uluslararası
bankalar uluslararası ekonomik işlemlerde önemli
roller oynamaktadır. Bu bankalar, uluslararası ticareti finanse etmekte,
işletmelere ve hükümet kurumlarına krediler açmakta ve borçlara karşı güvence
ve teminat vermektedirler.
Uluslararası
bankaların verdikleri hizmetler aşağıdaki şekilde sıralanır;
·
İthalat ve ihracatın finansmanı
·
Spot ve vadeli döviz işlemleri
·
Yerel para ile yabancılardan mevduat toplama ve
yabancılara kredi açma
·
Yabancı para ile yabancılardan mevduat toplama
ve yabancılara kredi açma
·
Uluslararası kredi Sendikasyonları düzenlemek veya mevcut
olanlara katılmak
·
Menkul kıymet ihraçlarında underwiriting hizmeti sunmak
·
Yabancı projelerin finansmanına katılmak
·
Müşterilerine mali konularda bilgi ve nakit
yönetimi hizmetler sunmak
·
Yabancı bir ülkede yerel banka olarak, kredi
açmak, mevduat toplamak vb. gibi tüm bankacılık işlemlerini yapmak
Uluslararası bankacılık hizmeti
sunan bankalar, özellikle uluslararası finansal merkez durumundaki kentlerde
toplanmışlardır. Bu kentlerin başında Londra, Tokyo, New York, Paris, Zürih,
Hong Kong sayılabilir. Bu merkezdeki bankalar, o ülkenin yerel bankaları ve
çokuluslu görevi, yerli yatırımcılardan yabancı kullanıcılara veya
yabancılardan yerli kullanıcılara fon akımını gerçekleştirmektedir.
YORUM: Günümüzde hızla gelişen banka sektörünün hem ülke içi
hem de uluslararası gelişimi göz
önünde bulundurulduğunda finansal
faaliyetlerle beraber piyasada arz ve
talepte artmıştır. Bankacılık sektöründe ortaya çıkan yenilikler bankaların
uluslararası faaliyetlere yönelmesini sağlamıştır. Özellikle hızla gelişen
teknoloji sayesinde bankacılık sektöründe önemli ilerleme kaydedilmiştir.
Uluslararası sınırların aşılması yurtiçi ve yurtdışı işlemlerde kolaylık
sağlamıştı. Uluslararası bankalar finansal ekonomik işlemlerde önemli rol
oynamaktadır. Uluslararası bankalar uluslararası ticaretin gelişmesinde ve
hızlandırılmasında önemli faktörlerden biridir. Uluslararası bankacılık
ekonomik ve finansal işlemlerin yanı sıra uluslararası ticarette de güvence ve
teminat sağlamaktadır.
3.ULUSLARARASI BANKACILIKTA HİZMET BİRİMLERİ
Bir bankanın uluslararası hizmetleri sunmada atacağı ilk
adım ,uluslararası işlemleri yapabilmek için bankanın merkez şubesinde bir
departmanın oluşturulmasıdır. Bu departmanın boyutu ve organizasyonu bankanın
özel ihtiyaçlarına cevap verebilecek yapıda olmalıdır .Dış işlemler önemli
boyutlara ulaşıncaya dek, işlemlerin çoğu genellikle bankanın ulusal örgütü
tarafından yapılır. bununla birlikte ,iş hacmi belirli bir boyutu aştığında
önce yeni bir departmanın ayrılması gerekir.
3.1 Muhabir Bankacılığı
Büyük bankaların çoğunluğu ,dünyanın önemli kentlerindeki
yerel bankalarla muhabirlik ilişkileri sürdürmektedirler .Özellikle belirli bir yabancı ülkede şubesi olmayan ana ülke
bankaları, söz konusu yabancı ülke ile olan ilişkilerini muhabir
bankalar(correspondent banks) aracılığıyla yürütme yoluna gitmektedir.
Karşılıklı anlaşma ile birbiri üzerinde hesapları tutan farklı ülke bankaları, muhabirlik
ilişkilerine girmiş olmaktadır .Muhabir hesapları bankanın yerel ülke parası
cinsinden ya Euro ,dolar ,sterlin ,vs. gibi uluslararası ödemelerde kullanılan
paralarla tutulmaktadır. Hesapların kullanılması, tarafların birbirlerine faks ,teleks
,telefon ,telgraf yada normal posta ile gönderecekleri mesajlarla
gerçekleştirilir .Muhabir banka, karşı
taraf adına kendi ülkesindeki alıcılara ödeme yapar ve borçlulardan tahsilatta bulunur. Taraflar
birbirlerine finansman da sağlayabilirler. Muhabirlik ilişkisi ayrıca karşı
taraf adına poliçe kabulü ,akreditif açma
ve şirketlerin güvenilirliği konusunda
bilgi araştırma gibi hizmetleri de kapsayabilir. Ancak muhabirlik işlevi ,ithalat
ve ihracat işlemleri dolayısıyla borçların ödenmesi ve alacakların tahsil
edilmesine dayanır.
“Muhabir” terimi ,bankaların müşteri hesaplarının mahsubunda
kullandıkları posta yada telgraf mesajlarından kaynaklanmıştır .Bugün bankalar
arasındaki geleneksel haberleşme yöntemi yerine ,SWIFT mesajları geçmiştir. Bankalar
arasındaki hesaplaşma işlemleri de CHIPS kanalıyla yürütülmektedir.
3.2 Temsilcilik Büroları
Temel işlevleri, ana bankanın müşterilerine yerel ülke
hakkında bilgi vermek ,önerilerde bulunmak, yerel ülkeyle ilgili işleri
yürütmek ve ana ülkenin hizmetleri konusunda yerel işadamlarını aydınlatmak
şeklinde özetlenebilir .Ayrıca, yerel ülkeyi ziyaret eden banka yöneticileri ,o
ülkedeki bankalarla tanıştırır ve muhabir ilişkilerindeki uygulamayı izlerler
.Ayrıca, mal ve hizmet alımlarıyla ilgilenen müşterileri, yerel işletme ya da
yerel hükümet yetkilileri ile tanıştırmak için girişimlerde bulunurlar, yerel
firmaların kredi analizlerini yaparlar, ülkenin ekonomik ve siyasal durumu
hakkında bili sağlarlar.
3.3 Şube Bankalar
Şube bankası, yasal
ve fiili açıdan bankanın bir
parçasıdır. Gerisinde tüm kaynakları ile ana bankanın mali desteği vardır. Ama
,kendi özel kuruluş sözleşmesi, bir yönetim kurulu, pay sahipleri ve öz
sermayesi bulunmaz. Yönetim ve işletme kendi defterini tutsa da borç alacaklar ana bankaya aittir.
3.4 Bağımlı ya da Bağlı Bankalar
Bağımlı bir banka adına kendi adına kurulmuş bir banka
olmakla birlikte, ancak kısmen ya da tamamen yabancı bankanın mülkiyetindedir.
Büyük bankalar , yabancı piyasalarda kendilerine bağımlı bankalar kurdurmak
yoluyla o piyasalarda genel bankacılık
işlemleri yapma yoluna gidebilirler.
3.5
İlişkili Bankalar
İlişkili banka, yerel ülke yasalarıyla göre kurulan,
kısmen yabancı ülkedeki ana bankanın
mülkiyetinde olan, ancak mutlaka onun denetimi altında bulunması gerekmeyen bir banka türüdür.
3.6
Konsorsiyum Bankaları
Konsorsiyum bankaları ,bankalar konsorsiyumdan farklı bir
kavramdır. Konsorsiyum bankaları,
genellikle çeşitli ülkelere mensup iki yada daha fazla bankanın
mülkiyetinde olan ve bağımsız olarak kurulan
işletmelerdir. Ortak sayısı bir düzine, hatta fazla olabilmektedir.
Konsorsiyum bankalarını
ilgi alanlarını temelde yatırımlar oluşturur, mevduat kabul etmezler.
Bir bankanın tek başına verebileceğinden
daha büyük hacimlerde ve uzun vadeli
krediler sağlar ya da kredi
Sendikasyonlarının oluşturulmasında öncülük rolü oynarlar. Ayrıca
şirketlerin çıkarttıkları tahvillere yüklenim hizmeti sağlamak, Euro
para piyasası işlemleri yapmak,
şirketler arası birleşimleri organize etmek , vs. gibi faaliyetlerle de
ilgilenirler. Müşterileri arasında büyük şirketler kadar hükümet
kuruluşları da yer alır.
3.7
Edge Act
Şirketleri
Edge Act şirketleri ABD’ ye özgü bir uygulamadır. Bunlar
Amerikan bankalarının, uluslararası
hisse senedi yatırımı ve bankacılık
hizmeti görmek üzere belirli eyaletlerde
kurdukları bağlı kuruluşlardır.
3.8 Kıyı Ötesi Bankacılık (Off-Shore Banking)
Ana ülkenin bankalar üzerine koymuş olduğu karşılık bulundurma
zorunluluğu , vergiler ve faiz sınırlamaları
gibi hükümet müdahaleleri
sonucunda bankalar, yurt dışında şubeler açarak işlemlerini bu şubeler üzerinden yürütme yoluna
gitmişlerdir. Bunun nedeni ise, ana ülke yasal
düzenlemelerinin doğal olarak ülke sınırlarının dışında geçerli
olmamasıdır. Böylece banka , işlemleri dolambaçlı bir yoldan gerçekleştirmekte,
böylece bankacılık düzenlemelerinin
doğurduğu maliyetleri arttırıcı bazı kısıtlamalardan da
kurtulmaktadır.
Kıyı ötesi bankacılık işlemlerinin temel özelliği şudur; Ana
ülkedeki banka, bu hesaplar çerçevesinde , yabancılardan mevduat fonları
toplar ve yine diğer yabancılara bu
fonlardan kredi açar. Mevduat ve kredi işlemlerine konu olan para ise ülkenin
parası olmayıp bir yabancı ülke parasıdır. Böylece bir yabancı tasarrufçunun ana ülke bankasına
dövizle yatırdığı fonlar, banka tarafından , hesaplar üzerinde kıyı ötesi ofise
aktarılır. Daha sonra bu fonlar ülkedeki
bir yabancıya kredi biçiminde
verildiğinde işlem yine kıyı ötesi ofisin hesapları üzerinden gerçekleştirilir.
KAYNAK: Prof. Dr. İlker PARASIZ (“PARA BANKA VE Finansal
Piyasalar” kitabından alınmıştır.)
YORUM: Bankaların uluslararası hizmet sunmak için merkez
şubede birim oluşturması gerekir. Bu birimlerin ihtiyaçlara cevap verebilecek
yapıda olmaları gerekir. Yapılan işlemlere göre açılan her birimin belirli
boyutlarda görevleri vardır.
Muhabir bankacılığı; Farklı ülkelerdeki bankaların
ilişkileri üzerine Euro, sterlin, dolar vs. gibi uluslararası ödemelerde
kullanılan paralarla kayıt tutmaktadırlar. Hesaplar teleks, telefon veya normal
posta gibi iletişimle gerçekleşir. Muhabir bankalar karşı taraf adına kendi
ülkesindeki alıcıya ödeme yapar, borçlulardan tahsilatta bulunur. Muhabirlik,
uluslararası ticaret işlemlerine dayanır.
Temsilcili büroları; aracılık görevi yapmaktadırlar.
Bulunduğu ülkeyle ilgili işlemler ve hizmetler hakkında karşı tarafa bilgi
sunar.
Şube bankalar; birim olarak bankaların yasal ve fiili açıdan
parçasıdır. Birim adına kuruluş sözleşmesi, yönetim konseyi, hissedarları ve
birime ait sermaye bulunmaz.
Bağımlı bankalar; kendi adına bir kuruluş değildir. Büyük
bankalara yabancı piyasalarda aracı olması adına genel bankacılık işlemi
yaparlar.
Konsorsiyum bankaları; mevduat kabul etmezler, yatırım
faaliyetleri üzerine çalışırlar. Bankaların tek başına veremeyecekleri
büyüklükte kredi sağlar ya da kredi komitesi oluşturulmasında öncü rolü
oynarlar.
Off shore bankacılığı; kıyı ötesi anlamına gelir. Ana ülkede
yapılan sınırlandırılmalardan dolayı bankaların yurt dışında şubeler açarak
işlemlerin bu şubelerden yürütülmesi
taraftarıdır. Hükümet sınırlandırmaları ana ülke dışında geçerli
olmadığı için kıyı bankacılığı hizmeti sunulmaktadır.
3.ULUSLARARASI BANKALARIN SUNDUKLARI
HİZMETLER
Uluslararası ekonomik ilişkilerin savaş sonrası dönemde
hızlı bir şekilde gelişmesine paralel olarak,
uluslararası finansal talepte de
önemli ölçüde artmıştır. Dolayısıyla bir çok ülke bankası veya bankaları,
uluslararası bankacılık hizmeti sunan kurumlarını sadece dünya ölçeğinde
genişletmekte kalmamış aynı zamanda sundukları hizmetleri hem miktar hem
de tür olarak arttırmışlardır.
3.1 Fon Transferi ( Fund
Transfers)
Ekonomik
globalleşmeye paralel olarak uluslararası ekonomik gelişmeler kendisini
en yoğun biçimde para transferlerinde göstermektedir. Artık farklı piyasalarda
satın alınan veya satılan mal veya hizmetlerin karşılığı olan paranın transferi
basit bir işlem halini almıştır. Bunu bir bankaya giderek muhabir banka
kanalıyla ödemek mümkün olabildiği gibi internet bankacılığı veya interaktif bankacılık
kanalıyla direkt olarak gerçekleştirmek de mümkün hale gelmiştir.
Böyle bir işlemin gerçekleştirilebilmesi için bankada
paranız veya krediniz olması yeterlidir. Döviz transferi için aracı bankanızın
kuruna göre hesabınız borçlandırılarak, talebiniz gerçekleştirilmektedir.
3.2
Yurtdışından Mevduat Toplama ve Yurtdışında Kredi Kullandırma
Ulusal olduğu kadar uluslararası açıdan da, bankaların önemli bir fonksiyonu aracılık, yani
mevduat toplamak ve kredi vermektir. Bu temel
işlevin realize edilmesinde , bankalar
marjinal minimum seviyede tutmak istemektedirler.
Uluslararası bankaların yurtdışına kredi kullandırılmaları,
nakdi ve gayri nakdi kredi biçiminde olmaktadır. Nakit kredilerin çoğu dış
ticaretin finansmanına yöneliktir. Kendi ülkelerinden mal veya hizmet satın alacak yabancı
şirketleri finanse etmektedirler.
Gayri nakdi kredi biçiminde kullandırılan kredilerin yine
önemli bir bölümü işletmelerinin
yurtdışından ithal edecekleri malların
güvencesi olarak verilmektedir.
Diğer önemli bölümü ise, yurtdışında yapılacak işlerin
güvencesini oluşturmak üzere kullandırılan
gayri nakdi kredilerdir.
3.2.3 Uluslararası Krediler ve Ülke Riski
Globalleşen dünyamızda piyasalar arasındaki sınırlar ortadan
kalkarken, sınır ötesi kredi verme işlemleri de önemli boyutlara ulaşmıştır.
Uluslararası krediler sadece ülkeler arasında değil, çok uluslu şirketler ve
özel kuruluşlar arasında da büyük hacimlere yükselmiştir. Mali piyasaların
globalleşmesi hem borç alanlar hem de borç verenler açısından olanakları
çoğalırken, alınan kredilerin geri ödenmemesi sorununu da gündeme getirmiş ve
temel amacı dış borç yükümlülüklerini karşılayamayacak ülkelerin belirlenmesi
olan ülke risk analizleri büyük önem kazanmıştır.
3.2.3.1 Ülke Riskinin Kapsamı ve Ülke Riskini
Belirleyen Faktörler
Ülke riski, politik risk, transfer riski, ve hükümet riskini
de içine alan daha geçmiş bir risk
türünü ifade etmektedir. Bu kapsamda , bir ülkenin kredibilitesini ve
borçlarını ödeme kapasitesini değerlendirmek; yatırım yapılması halinde ,
yatırımcının bundan dolayı yükleneceği riski tahmin etmek amacıyla yapılan ülke
riski tahmini, borçlu ülkenin borç ödeme gücünü etkileyebilecek her olayın
tahmin edilmesini gerektirir. Dolayısıyla bu tahminde, kredi açılacak veya
yatırım yapılacak ülke hükümetinin
izlediği ekonomik politikaların sosyal ,politik ve ekonomik unsurlar yanında
jeo-politik konumu ile bütün olarak incelenmesi büyük önem taşımaktadır. Netice olarak, ekonomik,
politik ve sosyal faktörlere ilişkin değişik göstergelerden ülkelerin
riskliliği en fazla etkilediği düşünülen değişkenler incelenerek ülkelerin risklilik durumları tahmin edilebilir. En
sık kullanılan ekonomik göstergeler borç servis oranı, uluslararası rezervlerin
ithalatı karşılama oranı , cari işlemler dengesi, ihracat artış hızı, GSMH’
daki artış oranı ve enflasyon oranıdır.
Sosyo-politik faktörlerden ise politik yapı ile eğitim düzeyi en fazla
dikkat edilen göstergelerdir. Burada dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta ,
ülke risk değerlendirmesi sadece ekonomik ve sosyo-politik değişkenlerin bir
toplamı olmadığı, aynı zamanda bunların karşılıklı etkileşimlerinin kapsamlı
analizini de gerektiren bir işlem olduğudur.
3.2.3.2.Ülke Riski Konusundaki Son Gelişmeler
Ülke riski değerlendirmesi
gelecekte ortaya çıkacak olayları ve bu olayların ülkeleri nasıl
etkileyeceğinin tahmin edilmesi üzerine kurulu olması nedeniyle, her zaman
geçerli olan tek bir değerlemem yöntemi oluşturulmasına imkan tanımamaktadır.
Ortaya çıkan her yeni olay, uluslararası risk üstlenen kuruluşlara ülke risk
değerlendirmesi konusunda farklı bakış açıları kazandırmış ve bu konuda
yeni arayışları gündeme getirmiştir.
Sonuç olarak, üzerinde anlaşmaya varılan, doğruluğu kesin olarak kabul edilen tek bir yöntem
bulunamamış , ortaya çıkan her yeni gelişme ülke riski değerlendirmesine daha
önce tahmin edilemeyen yeni boyutlar
kazandırmıştır.
3.2.3.3.
Döviz Ticareti
Uluslararası işlemin yapısı ne olursa olsun, dış
ödemeyi gerektirdiği sürece bir paranın
diğeri ile değişimini içerecektir. Bu değişim için merkezi bir piyasaya söz
konusu olmadığından ticaret, taraflar
arasındaki doğrudan iletişime bağlıdır. Dolayısıyla piyasa, kurları ve ticaret kurlarını
belirleyen resmi bir kurumu
içermektedir. Bu piyasa belli bir yerde değildir. Ancak döviz alan ve satanları
bir araya getiren bir mekanizmadır. Bir piyasanın yaptığı fonksiyon büyük
ölçekli ulusal ve yabancı bankalar ve
birkaç satıcıdan oluşan küçük bir gruba nazaran sınırlıdır.
3.2.3.4 Çek/Senet
Tahsili
Uluslararası bankacılık
işlemlerinin en önemli yanı yurtdışındaki alacakların tahsiline aracılık
hizmetleri vermektir.
Dövizi natık çekler veya senetler
bankalarca iştira edilir yada tahsilinden sonra ödenmek üzere tahsile
alınabilir. Her iki durumda da nihai ödeyici
yurtdışında olduğu için söz
konusu çek/senetler muhabire tahsile gönderilir. Muhabir bankaca tahsil
edilen çek/senet tutarları bankanın
hesabına alacak yazılır.
3.2.3.5 Döviz İşlemleri
Günümüzde bankaların ulusal ve
uluslararası bağlamda yaptığı işlemlerin başında döviz işlem ve havalelerine
aracılık etmeleri gelmektedir.
3.2.3.6.1 Peşin ve Vadeli Döviz İşlemleri (Forward and Future Options)
Döviz alım/satımları, yapılan döviz anlaşmasını izleyen en
fazla iki gün için gerçekleştiriliyorsa bu döviz işlemlerine peşin döviz
işlemleri denir. Dövizlerin gelecekte belirli bir tarihte teslimi koşuluyla
bugünden yapılan sözleşmelerle alınıp satılmasına vadeli (forward) döviz işlemi
denir .Bu işlemlerin gerçekleştirildiği piyasaya vadeli döviz piyasası denir.
Vadeli döviz işlemlerinde süre 30,60,90,180,365 gün alabilmektedir.
3.2.3.6.2 Swap
Muhabir bankalar kanalıyla değişik tarihlerde alınıp satılan dövizlerden elde
edilen kar işlemine SWAP işlemi denir.
SWAP işleminde;
·
Vadesi değişik iki işlem vardır. Birisi peşin,
diğeri vadelidir.
·
İki döviz işlemi aynı miktar para için yapılır.
·
İki işlem ters yönlüdür. Bir döviz alışı ve
satışı söz konusudur.
Döviz swap işlemleri, herhangi bir para cinsinden
likidite gereksiniminin kur riski üstlenilmeden
giderilmesi amacıyla yapılmaktadır. İki taraf arasında belirli bir
yabancı paranın, diğer bir para karşılığında taraflarca anlaşılan swap kuru üzerinden
anlaşma dönemi sonunda aynen geri ödeme koşulu ile değiştirilmesi anlamına
gelmektedir.
3.2.3.6.3 Arbitraj
Arbitraj spot piyasalar kanalıyla
bir döviz işlemidir. Bir ülke parasının ucuz olduğu piyasalardan alınıp daha
pahalı olduğu piyasalarda satılması şeklindeki işlemlere “arbitraj” denir.
Burada amaç, dövizlerin birbirine göre çapraz kurlarındaki(parite)
farklılıklarından yararlanılarak kazanç sağlamaktadır.
3.2.3.6.4 Spekülasyon
Arbitraj, farklı
piyasalardaki kur farklarından
yararlanarak kar sağlama işlemiyken, spekülasyon belli bir piyasada farklı
zamanlarda doğacak kur farklılıklarından kar sağlamayı amaçlayan bir döviz
işlemidir.
3.2.3.6.5 Hedding
Döviz kurlarında zaman içinde
meydana gelecek değişikliklerden doğacak risklerden kaçınma işlemine denir.
KAYNAK: ÖĞR. GÖR .Salih KAYA
(“ULUSLARARASI BANKACILIK UYGULAMALARI” kitabından alınmıştır.”)
YORUM: Bankalar büyüyen ekonomiyle birlikte gelişmelerini
artırmıştır. Uluslararası alanda finansal taleplerde artmıştır. Dünya genelinde
bir çok ülke bankası uluslararası hizmetleri genişletmekle kalmayıp hizmetleri
de hacim olarak artırmışlardır. Bu
hizmetler ekonomik olarak globalleşmeyle beraber para transferlerinde de büyük ölçüde kendini gösterir. Satılan mal veya
satın alınan mal ve hizmetlerin karşılığı olarak fon hizmetleri basit bir işlem
halini almıştır. Fon transferleri hem şubeler hem internet aracılığı ile
gerçekleştirmek mümkün hale gelmiştir. Hizmet olarak ulusal olduğu kadar
uluslararası açıdan da bankalar için önemli bir faktör olan aracılık, yani
mevduat toplama ve kredi vermek bankalar için önemli bir fonksiyondur. Mali
piyasaların hem borçlu taraf hem de alacak taraf açısında olanakları
fazlalaşırken, alınan kredilerin geri ödenememesi riski ve dış borç
yükümlülüklerini ödeyemeyecek ülkelerin belirlenmesi kredi ve ülke riski
analizleri çıkarılması önem kazanmıştır.
Uluslararası işlemlerin yapısı ne olursa olsun ödeme gerektirdiği sürece bir
paranın diğeri ile değiştirilmesi döviz ticaretidir. Uluslararası bankacılığın
en önemli faktörü döviz işlemleri ve döviz ticaretidir. Çek ve senet tahsili
uluslararası bankacılıkta en önemli yanı yurtdışındaki alacakların tahsiline
aracı olmaktır. Uluslararası bankaların işlemleri yürütürken yaptığı işlemlerin
başında döviz ve havalelere aracılık etmeleri gelmektedir.
ULUSLARARASI BANKACILIK VE DIŞ
TİCARETİN FİNASMANI
1.GENEL OLARAK
Uluslararası bankacılık
hizmetleri sunan bankalar açısından en
önemli piyasa, Avrupa piyasalarıdır. Çünkü, bu piyasalar hem mevduat hem kredi
piyasası özelliklerine sahiptir. Özellikle Londra piyasasında, karşılık oranı
düşük olduğundan ve faiz (LİBOR eğer Frankfurt’ta ise FİBOR) oranlarına
herhangi bir tavan getirilmediğinden birçok banka bu merkeze
yönelmiştir.
Bankacılık sisteminde ortaya
çıkan değişiklikler ve yenilikler, bankaların uluslararası işlem veya
faaliyetlere yönelmesini etkilemiştir.
Özellikle, elektronik bankacılık, bankacılık sektörüne faydaları, maliyetini
hayli aşan yeni imkanlar sunmuştur. Bankacılığa getirilen kısıtlamalar bu
sayede atlatılmış, mevduat kredilendirme işlemlerinde ulusal sınırlar aşılmış
ve dünya ölçeğinde etkin ve süratli çalışan bir haberleşme ağı olanağı
doğmuştur.
Uluslararası iktisadi işlemlerde
ödeme yapabilmek için kambiyo denilen yabancı ülke parasını temsil eden
belgeler kullanılır. Kambiyo bankalardan ulusal para karşılığında elde edilir.
Kambiyo satın almak isteyenleri;
·
Yabancı ülkelerden mal satın alanlar
·
Dış ticaretle ilgili işlemlerden dolayı yabancı
kişi ve kurum hizmetlerinden faydalananlar,
·
Dış ticaretle ilgili olmayan nedenlerden dolayı
yurt dışına para çıkarmak isteyenler,
Diye
sıralayabiliriz.
2. İTHALATLA İLGİLİ ULUSLARARASI ÖDEMELER
Bankalar dış ticaret kambiyo departmanlarında ;ithalat,
ihracat ve görünmeyen kalemler olmak üzere değişik alt birimler
oluşturulmaktadırlar. Bu birimler dış ticaret işlemlerini realize
etmektedirler.
Çeşitli ödeme şekilleri vardır. Bazı ödeme şekilleri
ithalatçının yararına bazıları ise ihracatçı yararınadır. İthalatçı, ihracatçı
ile yapacağı pazarlık ve anlaşmaya bağlı olarak aldığı malların bedelini öder.
Ancak ödeme şekillerinin ilgili ülkelerdeki kambiyo rejimine aykırı olmaması gerekir.
İthalattan doğan
borçların ödeme yollarını ithalatçının en az yararına olanından en fazla
yararına olana doğru;
·
Peşin
ödeme,
·
Akreditif,
·
İthalatçı üzerine çekilen poliçenin kabulü
yoluyla ödeme,
·
Açık kredi ,olarak sıralayabiliriz.
2.1 Peşin Ödeme
Bu ödeme şeklinde ,ithalatçı satın aldığı malların borcunun
kendi ulusal parası ile ülkesindeki aracı bankasına yatırır. Banka ,muhabir
bankaya haber vererek borcun karşılığının ihracatçıya ödenmesini ister.
İhracatçı, parayı tahsil ettikten sonra sipariş edilen malları ithalatçıya gönderir.
Peşin ödeme, ihracatçının en fazla lehine, ithalatçının ise en az yararına olan
bir ödeme şeklidir. İhracatçı, sattığı malın bedelini kısa bir sürede elde
ederek, ithalatçının ödeme yapmama riskini ortadan kaldırarak sermayesini uzun
süre bağlı kalmaktan kurtarır. İthalatçı parasını peşin ödemesine rağmen,
ihracatçı mal göndermemek veya satış akdinden daha küçük nitelikte bir mal
gönderme yoluna sapabilir. Bu durumda ithalatçı zarar görmüş olacaktır. Peşin
ödeme, ithalatçının itibarının yüksek olmadığı veya özel sipariş verilen
malların satışında görülmektedir. Peşin ödeme yolu, bugünkü uluslararası
ticarette az kullanılmaktadır.
2.2
Akreditif
Bugün uluslararası ödemenin büyük bir kısmı akreditif
yoluyla yapılmaktadır. Akreditif hem ithalatçının hem de ihracatçının
çıkarlarını oldukça iyi koruyan bir ödeme şeklidir. Bu ödeme şeklinde
ithalatçı, kendi ülkesindeki bir banka ile anlaşarak ihracatçı lehine bir kredi
açtırır. İthalatçının bankası, ihracatçı lehine açılan bu krediyi ihracatçının
ülkesindeki muhabir bankasına bildirir. Muhabir banka ihracatçıya bir mektup
göndererek lehine açılan akreditifin miktarını ve şartlarını bildirir.
İhracatçı sattığı malların ithalatçıya gönderildiğini gösteren belgeleri
muhabir bankaya götürerek alacağını tahsil eder.
Akreditifler SWIFT kanalıyla açılabileceği gibi telexde de
açılabilmektedir.
2.3
İthalatçının Üzerine Poliçenin Kabulü Yoluyla Ödeme
İhracatçı, malları sevk ettikten sonra ithalatçı lehine
vadeli bir poliçe çekerek, malların gönderildiğini gösteren belgelerle
birlikte, borçlunun kabulüne sunulmak üzere kendi ülkesindeki bir bankaya verir. Banka ,bunları
ithalatçının ülkesindeki muhabir bankasına gönderir .İthalatçı poliçeyi kabul
ettiği takdirde malları temsil eden konşimento ve diğer belgeler kendisine
verilir ve kabul edilen poliçe muhabir banka tarafından ihracatçıya gönderilir. İhracatçı poliçeyi
vadesi gelinceye kadar ya elinde tutar yada vadesinden önce bankaya ıskonto
ettirir.
2.4 Açık
Kredi Yoluyla İthalat
İthalatın açık kredi yoluyla yapılabilmesi için,
ithalatçının ticari itibarının çok
yüksek olması ve bunun ihracatçı
tarafından bilinmesi gerekir. Birbirini tanımayan ihracatçı ile
ithalatçı arasında böyle bir satış ,
satıcı için çok sakıncalı olabilir .Alıcının mali durumu ve itibarı hakkında
geniş bilgi edinme olanağı uluslararası ticarette fazla olmadığından, açık
kredi yoluyla ithalatta pek sık rastlanmamaktadır. Bu çeşit ithalat bugün daha çok firma ile yabancı ülkedeki
şubeleri arasında görülmektedir.
2.5 Konsinyasyon
Uluslararası ticarette kullanılan ve açık kredi yoluyla
ithalata benzemekle beraber ondan önemli ayrılıklar gösteren bir ödeme şeklide
konsinyasyondur. Konsinyasyon yoluyla
ithalatta mallar, bedeli ödemeden yurda getirilir. İthal edilen bu mallar,
tamamen veya kısmen satıldıktan sonra bedeli ihracatçıya transfer edilir.
Konsinyasyon yoluyla ithalatın özelliği, malları yurt dışından getirerek satan kişinin gerçek anlamıyla ithalatçı
olmayıp , ihracatçının bir mümessili veya
komisyoncusu durumunda bulunmasıdır. Konsinyasyon yoluyla yurda getirilen
mallar, tüketicilere satılıncaya kadar ihracatçının mülkiyetinde kalır. Malları
yurtdışından getirerek yurtiçine satan kimse bu hizmetinden dolayı bir komisyon
alır ve sattığı malların bedelini önceden kararlaştırılan şekilde ihracatçıya
gönderir. Konsinyasyon yolu ile ödeme
şeklinde de, diğer ödeme şekillerin de olduğu gibi ihracatçının mal gönderdiği
kişiyi çok iyi tanıması gerekir.
KAYNAK: Salih KAYA “ULUSLARARASI BANKACILIK UYGULAMALARI “ ,
Sami uslu “ULUSLARARASI BANKACILIK “ kitaplarından alınmıştır.
YORUM: Uluslararası ekonomik işlemlerde ödeme yapabilmek
için kambiyo denilen yabancı ülke parasını temsil eden belgeler kullanılır.
İthalatla ilgili ödemlerde bankaların kambiyo bölümlerinde görünmeyen değişik
alt birimler hizmet verir. Dış ticarette
çeşitli ödeme şekilleri vardır. Ödeme seçenekleri tarafların bulundukları
ülkelerin kambiyo mevzuatına uyumlu olmaları gerekir. Peşin ödemede; ithalatçı
satın aldığı malların borcunu kendi ülkesindeki muhabir bankaya haber vererek
borcun karşılığının ihracatçıya ödenmesinden sonra malları alır. Akreditifte ;
bugün ödemelerin büyük kısmı akreditifle gerçekleşir. Akreditif ithalatçı ve
ihracatçı arasında çıkarları koruyan en önemli ödeme şeklidir. İthalatçı kendi
ülkesindeki bankaya kredi açtırır ihracatçıya açılan bu kredi muhabir bankaya
bildirilir. Kredinin şartları ihracatçıya
bildirilerek ihracatçıda sattığı mallara dair belgeleri ibraz ederek
alacağının karşılığını tahsil eder. Poliçenin kabulü yoluyla ödeme; ihracatçı
malları gönderdikten sonra alıcı tarafına vadeli poliçe çekerek, malların
gönderildiğini gösteren belgeyle birlikte bankasına verir. Banka alıcının
muhabir bankasına gönderir. İthalatçı poliçeyi kabul ettiğinde malları temsil
eden konşimento ve diğer ilgili belgeler tarafına verilip banka tarafından
satıcıya iletilir. Satıcı poliçeyi vadesi gelmeden alır veya vadesinden önce
bankadan karşılığı alır. Açık kredi yoluyla ödemede; tarafların birbirlerine
güvenmesi sonucu yapılır. İthalatçının ticari itibarının yüksek olması,
güvenilir ve tanınmış olması gerekir. Birbirini tanımayan taraflar için riskli
bir ödeme şeklidir.
3.DIŞ TİCARETİN FİNANSMANINDA TÜRK
EXİMBANK’IN ROLÜ
Türkiye İhracat Kredi Bankası AŞ./Türk Eximbank , 31 Mart
1987 tarihli Resmi Gazete ’de yayınlanan 3332 sayılı kanun ’un verdiği yetkiye
istinaden 21 Ağustos 1987 tarihli Resmi Gazete’ de yayınlanan 87/11914 sayılı
Bakanlar Kurulu Kararı ile kurulmuştur.
Türk Eximbank’ın temel amacı; ihracatın geliştirilmesi,
ihraç edilen mal ve hizmetlerin çeşitlendirilmesi, ihraç mallarına yeni
pazarlar kazandırılması, ihracatçıların uluslararası ticarette paylarının
artırılması ve girişimlerinde gereli desteğin sağlanması, ihracatçılar ile yurt
dışında faaliyet gösteren müteahhitler ve yatırımcılara uluslararası
piyasalarda rekabet gücü ve güvence
kazandırılması, yurt dışında yapılacak yatırımlar ile ihracat maksadına yönelik
yatırım malları üretim ve satışının desteklenerek teşvik edilmesidir.
3.1 İhracat
Kredileri
İhracatçıların finansman ihtiyaçlarının en uygun koşullarda
karşılanması amacıyla kısa vadeli TL kredileri ve kısa vadeli döviz kredileri
(LİBOR+1.25 İLE 2.75 arası faizle kullandırılması amaçlanmaktadır.
KOBİ niteliğindeki firmalara sağlanan finansman imkanlarına kademeleri
faiz uygulanmaktadır.
Bankaca doğrudan kullandırılan performans kredileri ile kur
riski endişesiyle ADB doları olarak
belirlenen firma limitleri ihracatçılara Türk Lirası cinsinden ilave kredi
kullanma imkanı sağlanmaktadır. Bu bağlamda , 3332 sayılı Kanun’a dayanılarak
çıkarılan 87/11914 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı Eki’nde yer alan ve Devlet
Yatırım Bankası’nın Türkiye İhracat Kredi Bankası AŞ.(Türk Eximbank) adıyla
yeniden düzenlenmesine ilişkin esasları 8/3 ‘üncü maddesine istinaden ve Yüksek
Danışma ve Kredileri Yönlendirme Kurulu’nun 15.07.2002 tarihli kararı
çerçevesinde; müteahhitlik sektöründe
faaliyet gösteren firmaların mevcut pazarlarda kalıcılığın sağlanmasının
yanı sıra, yeni pazarlara açılmalarını teminen yurt dışında üstlenilen
projelerin teminat mektubu ile desteklenmesi amacıyla yürürlüğe konulan Türk
Eximbank Yurt Dışı Müteahhitlik Hizmetlerine Yönelik Teminat Mektubu Programı
devreye sokulmuştur.
3.2 Ülke Kredileri
Türk Eximbank 2002 yılının ilk yarsında Ülke Kredi/Garanti
programları kapsamında Rusya Federasyonu
ve Belarus ’ ta gerçekleştirilen projeler
için önemli miktarda (USD 2.1
MİLYAR DOLAR) kredi plase etmiştir. Ülke kredileri kapsamında;
Arnavutluk,Belarus,Cezayir,Gürcistan,Kazakistan,Moldova,Özbekistan,Pakistan,Rusya
Federasyonu ,Tacikistan ve Türkmenistan’ a olan işlemleri finanse edilmektedir.
Tam bu noktada, uluslararası bankacılık işlemlerinde bazen bir ülkenin ticari bankalarca düzenlenen Teminat
Mektupları (kontr-garantiler) muhabir
bankalarca kabul görmeyebilir. Böyle bir durumda , o ülkenin EXİMBANK’ ı hazine
garantili olarak devreye girebilmektedir. Nitekim , 2001 yılında Türkiye ‘ de
mali sektörde(esas itibariyle bankalarda ) yaşanan ekonomik kriz neticesinde
benzer bir durum yaşanmıştır.
ULUSLARARASI BANKACILIK VE TİCARİ AKREDİTİFLER
1.TANIMI VE TARAFLARI
Uluslararası bankacılık
hizmetleri en genel tanımı ile,
uluslararası mal ve sermaye hareketlerinde aracılık hizmetleri (finansman ve
hizmet desteği ) sunmak olarak düşünüldüğünde, bankaların dış işlemlere
aracılık hizmetlerinin bu konudaki önemi ortaya çıkmış olacaktır.
Bu dış ticarette aracılık
hizmetlerinin başında ise
akreditiflerinin açılması, tadil edilmesi ve muhabir bankalar nezdinde gerekli
takibin yapılması önemli yer tutmaktadır.
Akreditif (L/C) bir mal yada hizmet alımı ile ilgili ödemeye
bankaca aracılık (genellikle garanti
”kredi mektubu “ olarak ) edilmesi işlemidir.
Akreditiflerin belli çeşitleri
olmakla birlikte, gerek amir banka (akreditifin açıldığı banka “ithalatçının
bankası”) tarafından benzer işlemlere tabi tutulur.
2.AKREDİTİFTE KULLANILAN BELGELER VE TERİMLER
2.1.Belgeler (Documents)
2.1.1. Deniz/Okyanus Konşimentosu
Malın deniz yoluyla taşındığını
gösteren ve detaylarını taşıyan ciro edilerek devredilebilen ”kıymetli
evraktır”. Dış ticarette en önemli belge kabul edilen konşimento, taşınması
konu edilen malın en önemli bilgilerini
ihtiva etmektedir.
2.1.2 .Ciro Edilemez Denizyolu
Taşıma Senedi
Kıymetli evrak niteliği bulunmayan
denizyolu taşıma belgesidir. Bu taşıma belgesi konusu mallar bir başka alıcıya devredilemez.
Ciro edilemez denizyolu taşıma senedi yükleme
limanından farklı bir teslim alma yeri
belirtildiği takdirde, yükleme kaydı, akreditifte şart koşulan, yükleme
limanını ve mallar taşıma senedinde ismi
yazılı gemiye yüklemiş olsalar dahi malların yüklendiği geminin ismini de
içermelidir. Bu hüküm gemiye yüklenmiş olsalar dahi malların yüklendiği geminin
ismini de içermelidir. Bu hüküm gemiye yükleme yapıldığı hususunun taşıma
senedinde matbu yazıyla belirtilmiş olması halinde de uygulanır.
2.1.3.Temiz Taşıma Belgeleri
Temiz bir taşıma belgesi malların ve/veya ambalajın kusurlu
bir durumunu açıkça beyan eden bir ibare veya kayıt taşımayan bir belgedir.
2.1.4.Ticari Faturalar
İhracatçı tarafından düzenlenerek, malın miktarı, birim
fiyatı, adedi , vergisi ve nihai tutarını
gösteren belgedir. Fatura üzerinden üreticiye üretici ye ulaşmak için gerekli adres ve
bilgileri edinmek mümkündür.
Nihai anlaşma ve/veya satışın gerçekleşmesinden önce de
fatura düzenlenebilir ki buna proforma
fatura denilmektedir. İşlemlerin tamamlanmasını takiben orijinal fatura
düzenlenir.
Ticari faturalar;
a . Ön yüzleri itibariyle Akreditife ismi belirtilen Lehtar tarafından düzenlenmiş
olarak gözükmelidir.
b. Akreditif Amiri adına düzenlenmelidir.
c .İmzalanmalarına gerek yoktur.
Bir akreditifte aksine şart yoksa bankalar Akreditifte izin
verilen tutarı aşan tutarlarda düzenlenen faturaları reddedebilirler. Bununla
beraber, bir Akreditif uyarınca ödeme yapma, vadeli ödeme yükümlülüğüne girme,
poliçe kabul etme veya iştira işlemi yapma yetkisi verilmiş olan bir banka, bu
faturaları kabul ederse, ilgili bankanın bu kararı, Akreditifte izin verilen tutarı
aşan bir tutar için ödeme yapmamış, vadeli ödeme yükümlülüğüne girmemiş, poliçe
kabul etmemiş veya iştira işlemi yapmamış olması kaydıyla tüm taraflar için bağlayıcı olacaktır.
Malın ticari faturadaki tanımı Akreditifteki mal tanımıyla
uyumlu olmalıdır. Diğer bütün belgelerde mallar, Akreditifteki mal tanımıyla
uyumsuz olmayan bir biçimde genel ifadelerle tanımlanabilir.
2.1.5. Sigorta Poliçesi
Muhtelif nedenlerle(güvenlik, gümrük vergisi matrahın
yükseltilmesi, sigorta geliri ve sevkiyatın detaylandırılması gibi) dış ticarete konu olan malların sigortasının
yapılması istenilmektedir.
Bunu hem alıcı ülke (ithalatçının ülkesi) hem de satıcının
ülkesi talep etmektedir. Dış ticaret konusu malın ülke dışına ihraç edilmesi
ile milli malın diğer bir ülkeye gönderilmesi söz konusudur. Bu da, bu malın o
ülkece karşılığının alınması ve güvencede olması beklentisini bir kat daha
arttırmaktadır.
2.1.6.Menşe-i
Şahadetnamesi
Malın hangi ülkede üretildiğini gösteren belgedir. Dolaşıma
konu olduğu için AB ülkeleri arasında ATR1 veya farklı belgelerle
desteklenmektedir.
2.1.7.Analiz Raporu
Dış ticarete konu olan malın teknik ve istenilen efsafa
uygun olup olmadığının tespitine yönelik
incelemeleri gösteren belgedir.
2.1.8. Sağlık Sertifikası
Dış ticarette bazı malların sağlığa uygunluğunu gösteren bir
belgedir. İlgili sağlık kuruluşlarınca
onaylatılması istenebilmektedir.
3.AKREDİTİF AÇILIŞI VE İŞLEMLERİ,
Akreditifler dış ticarette ödeme şeklidir. Bu nedenle
akreditifin açılmasından önce ithalatçı ve ihracatçı arasında bir satış sözleşmesi yapılmış olması gerekir.
Ancak, pratikte bu işlem çoğunlukla sözlü olarak yapılmaktadır.
Türkiye’de ithalatla uğraşan A firması, ithal etmek istediği
malları satan İngiltere ‘de B firması ile anlaşır. Bu iki firma arasında satış
akdi yapılır. Satış akdinde malın cinsi, nitelikleri, fiyatı, açılacak
akreditifin cinsi, ihracatçının hazırlayacağı belgeler, malın gönderme süresi
gibi şartlar üzerinde iki taraf
anlaşmaya varır. Ayrıca gönderilecek mallar ile ilgili sigorta, navlun, faiz,
komisyon gibi masrafların kimin tarafından ödeneceği yani Incoterms 2000’ den hangisinin
kullanılacağı da kararlaştırılır.
Satış akdinin yapılmasından sonra ithalatçı A firması,
Türkiye’ deki C bankasına başvurarak İngiltere’de B firması lehine belli bir
meblağı ihtiva etmek üzere akreditif açılmasını ister. Banka, A firmasının
ticari itibarını mali durumunu inceledikten sonra akreditif açıp açmamaya karar
verirse, A firması akreditif talepnamesi adı verilen bir formüler doldurarak
bankaya sunar. Akreditif talepnamesinde lehtarın adı ve açık adresi,
ihracatçının çekeceği poliçe vadesi,
poliçenin ihtiva edebileceği meblağın azami miktarı, akreditifin çeşidi ,
yükleme ve boşaltma limanları, poliçeye eklenecek belgelerin sayısı ve cinsi
gibi bilgiler yer alır. Ayrıca bu talepnamede ithal edilecek malların kısa bir
tanımı bulunur.
Akreditif talepnamesi alan banka, firmanın mali durumunu ve
ticari itibarını yeteri kadar iyi bulmadığı takdirde, kendisine bir miktar
peşin ödeme yapmasını isteyebilir.
Bankasının akreditif açtıran ithalatçıdan aldığı peşin paraya marj denir. Bazı
durumlarda ise, banka akreditif meblağının tamamını ithalatçıdan peşin olarak
alır. Akreditif talepnamesi bankaya
verilmesinden ve eğer bankaca şart konuşulmuşsa akreditif meblağının tamamen
veya kısmen ödenmesinden sonra ithalatçı
ile banka arasında bir akreditifi
mukavelesi imzalanır. Bu mukaveleyle ithalatçı:
·
İhracatçının akreditif şartlarına uygun olarak
çekeceği poliçe meblağını vadenin bitiminden önce bankaya yatıracağını,
·
Akreditifi hizmeti karşılığında bankaya
belli bir miktar komisyon ödeyeceğini,
·
Kambiyo denetiminden doğan yükümlülükleri
eksiksiz yerine getireceğini,
·
Poliçenin bedelini tamamen ödemeden önce malları
teslim eden belgeleri bankadan çekmeyeceğini taahhüt eder. Akreditif
mukavelesinde tarafların gerekli gördükleri diğer hükümlerde yer alır.
Akreditif mukavelesinin imzalanmasından
sonra banka, bir akreditif açma emri hazırlar. Akreditif mektubu da denilen bu
belgede başlıca şu bilgiler bulunur:
·
Lehtarın adı ve adresi
·
Akreditif amirinin adı ve adresi
·
Akreditifi açan bankanın adı
·
Poliçenin hangi ülke parası üzerinden çekileceği
·
Poliçenin ihtiva edeceği azami meblağ
·
Akreditifin cinsi
·
Üzerine poliçe çekilecek bankanın veya banka
şubesinin adı
·
Eğer varsa poliçenin vadesi
·
Poliçeyle birlikte bankaya sunulacak belgelerin
listesi
·
Akreditif konusunda malların kısa tanımı.
Genellikle
akreditif mektubu, bir ofis nüshası, bir suret, bir de asıl nüsha olmak
üzere takım halinde hazırlanır. Ofis
nüshası bankaca saklanır. Asıl nüsha lehtara gönderilir. Suret ise, bankanın
yabancı ülkedeki şubesine veya muhabirine yollanır.
Lehtar yani ihracatçı, muhabir banka
tarafından kendisine gönderilen akreditif mektubunun ithalatçı ile yaptığı
satış akdinin şartlarına uygun olup olmadığını inceler. Uygun olduğunu görürse,
satış akdinde nitelikleri ve miktarı kararlaştırılmış olan malları ithalatçıya
gönderir. Ayrıca akreditif mektubunda
belirtilmiş olan malları ithalatçıya gönderir. Malların ithalatçıya
gönderilmesinden ve gerekli belgelerin alınmasından sonra ihracatçı akreditif
mektubunda belirtilmiş olan çeşitli belgeleri de temin eder. Malların
ithalatçıya gönderilmesinden ve gerekli belgelerin alınmasından sonra
ihracatçı, akreditif mektubunda gönderilen banka üzerine bir poliçe çeker. Bu
banka genellikle ya akreditifi açan bankadır ya da onun ihracatçı ülkedeki
muhabiri veya şubesidir. İhracatçı
,poliçeyi ilgili belgelerle birlikte muhabir bankaya veya şubeye sunar ve
poliçe vadesiz ise bedelini bankadan alır. Eğer poliçe vadeli ise, muhabir
banka veya onun aracılığıyla amir banka
kendisine sunulan belgeleri inceler ; belgeleri akreditif şartlarına uygun
görürse poliçe üzerine “kabul edilmiştir” kaydını koyar. Lehtar kabul edilen
poliçeyi kendi ülkesindeki muhabir bankaya veya herhangi bir bankaya göndererek
iskonto ettirir. İskonto eden banka vadenin bitiminde poliçeyi akreditif açan
bankaya göndererek bedelini alır.
Akreditif açan banka, akreditif
mukavelesinin şartları gereğince ya poliçe bedelinin tamamının veya bir
kısmının kendisine ödenmesi karşılığında malları teslim eden belgeleri
ithalatçıya devreder. İthalatçı da bu belgelerle gümrüğe gelen malları çeker.
Böylece ithalat muamelesi tamamlanmış olur.
Bir anlaşmazlık halinde ICC’ nin Hakemliğine başvurma olanağına sahip olmak
isteyen sözleşme tarafları, yaptıkları sözleşmede veya sözleşmenin tek bir
belge biçiminde mevcut olmaması durumunda aralarındaki anlaşmayı oluşturan
yazışmalarda açıkça ve özellikle bu konuda mutabık kalmalıdırlar.500 sayılı
Yayın’a tabi bir Akreditif açılması ICC Hakemliğine başvurma konusunda tek
başına bir anlaşma oluşturmaz.
4.AKREDİTİFİN
ÇEŞİTLERİ
Esas itibariyle açıklanan şekilde cereyan
eden akreditif muameleleri, gösterdikleri özelliklere göre çeşitli bakımlardan
sınıflandırılabilirler. Belli başlı akreditif şekilleri:
·
Basit akreditif,
·
Belgeli akreditif,
·
Amirin veya akreditif açan bankanın iptal etme
yetkisine göre:
·
Rücu edilen akreditif,
·
Rücu edilmeyen akreditif,
·
İkinci bir banka tarafından teyit edilmiş olmasına göre,
·
Teyitli akreditif,
·
Teyitsiz akreditif,
·
Üçüncü bir şahsa devredilebilmesine göre:
·
Devredilebilen akreditif,
·
Devredilemeyen akreditif,
·
Birden fazla kullanılıp kullanılmadığına göre:
·
Adi akreditif,
·
Döner akreditif,
·
Kısımlara bölünebilmesine göre:
·
Bölünebilen akreditif,
·
Bölünemeyen akreditif,
Bankanın lehtara ödeme yapacağı
yada kabulde bulunabileceği zamanın akreditifte belirtilmiş olup olmamasına
göre:
·
Süreli akreditif,
·
Süresiz akreditif,
Adlarını alırlar.
4.1. Akreditif(L/C Letter of Credit)
Bütün akreditifler belgelerin ibrazında
ödeme, vadeli ödeme , poliçe kabulü veya
iştira yöntemlerinden hangisi ile kullanımda oldukları açıkça belirtilen
belgelerdir.
Basit akreditifte, lehtarın bankadan
parçasını alabilmesi bir edimde bulunmasına bağlı değildir. Lehtar akreditif
meblağını süresi içinde bankadan tahsil edebilir. Bunun için konşimento,
sigorta poliçesi, fatura vb. bir belgeyi bankaya sunulması gerekli değildir.
Banka vadesine bir karşılık beklemeden lehtara ödeme yapar. Basit akreditifte
belli hizmet yada görev karşılığında
ödenen ücret halinde
rastlanmaktadır. Özellikle kendi dışında iş yapan mühendislik ve müşavirlik
firmalarının alacakları bu yoldan ödenmektedir. Basit akreditiflere “hizmet
akreditifi” adı verilmektedir.
4.2. Belgeli Akreditif ( Documentary Letter of
Credit)
Belgeli
akreditifte lehtarın akreditif bedelini tahsil edilebilmesi için malları
sevketmiş ve bu malları temsil eden belgeleri de bankaya sunmuş olması gerekir.
Burada bankanın ödemesi akreditif mektubunda belirtilen belgelerin bankaya
sunulmasına bağlıdır.
4.3.Rücu Edilebilen Akreditif ( Revocable
Letter of Credit)
Bu çeşit akreditifler, amir veya akreditifi açan banka tarafından lehtara haber
verilmeksizin her zaman tadil veya iptal edilebilirler. Rücu edilebilen akreditifler
daima bankanın yabancı ülkedeki
şubesinin veya muhabirinin aracılığıyla açılabilirler. Akreditifin tadili bu hususun muhabir bankaya
bildirildiği andan itibaren hüküm ifade eder. Bu nedenle, lehtarın poliçeyi ve
ilgili belgeleri muhabir bankaya
sunmasından sonra akreditif artık tadil veya iptal edilemez. Rücu
edilebilen akreditifler, lehtara yeter ölçüde güven sağlayamazlar. Gerçekten
lehdar, malları gönderildikten sonra, fakat poliçeyi ve ilgili belgeleri bankaya sunmadan önce akreditif
iptal edilirse, parasını kolaylıkla elde etme
olanağını kaybetmiş olur. Bu yüzden rücu edilen akreditifler, uluslararası
ticarette az kullanılmaktır.
4.4.Rücu Edilemeyen
Akreditifleri ( Irrevocable Letterof Credit)
Taraflardan her biri ayrı ayrı rıza
göstermedikçe rücu edilemeyen akreditif
iptal edilemez ve hükümleri değiştirilemez. Taraflarına daha büyük ölçüde
özgüven sağladığı için uluslararası ödemelerde en çok rücu edilemeyen
akreditifler kullanılır.
4.5.Teyitli Akreditif (Confirmed Letter of Credit)
Akreditifi
açan banka, ihracatçının
ülkesinde tanınmıyorsa lehtar çekeceği poliçenin ödeneceği konusunda mahalli
bir bankanın teminat vermesini ister. Böyle durumda, akreditif açan bankanın
ihracatçı ülkedeki muhabiri, çekilen poliçe amir bankaca ödenmediği takdirde sorumluluğun kendisine
ait olacağını önceden taahhüt eder. Teyitli akreditiflerde muhabir banka
ihracatçının akreditif şartlarına uygun olarak çekeceği poliçeyi gerekirse bizzat ödemeyi taahhüt etmektedir .Bu
taahhüdü veren banka teyit eden banka
adını alır. Sadece rücu edilemeyen akreditifler teyitli olarak açılır. Rücu
edilebilen akreditifler her zaman tadil ve tecil edilebildiklerinden
ihracatçının ülkesindeki bankalar bu
çeşit akreditifler teyit etmezler. Çünkü, akreditifin değiştirilmesi veya
iptali halinde teyit eden banka akreditifi açan bankanın mali sorumluluğunu
yüklemiş olur. Bankalar teyit için ayrıca komisyon aldıklarından bu çeşit akreditifler diğerlerine göre daha
masraflıdır. Bu yüzden ithalatçılar teyitli akreditiflerden olduğu ölçüde
kaçınmaktadırlar.
4.6.Teyitsiz Akreditif (Unconfirmed Letter
of Credit)
Bu çeşit akreditiflerde muhabir
banka herhangi bir mali sorumluluk yüklenmez; akreditifin açılmış
olduğunu ve şartlarını lehtara bildirmekle yetinir.
4.7. Devredilebilen Akreditifler
(Transferable Letter of Credit)
Lehtarı tarafından üçüncü bir şahsa
devredilebilen akreditife, devredilebilen akreditif denir. Bu çeşit akreditifler “lehtarın veya
devredeceği kimsenin emrine “ açılırlar. Bir akreditifin devredilebilmesi için
, bu yetkinin lehtara açıkça tanınmış olması gerekir. Devredilebilen akreditifin lehtarı , dilerse, hakkını bir
başka şahsa devredebilir. Ancak akreditifin devredildiği, muhabir bankanın aracılığı ile akreditifi açan bankaya derhal bildirilmelidir. Üçüncü
bir şahsa devredilen akreditifin hüküm ve
şartlarında değişiklik yapılamaz. Devredilen akreditif aynı şartlarla devam
eder.
4.8.Devredilemeyen Akreditifler
(None Transferable Letter of Credit)
Akreditifin devredilmesi, malların
ithalatçıya gönderen kimsenin yani
ihracatçınından değişmesi
demektir. Bu değişiklik, ithalatçı bakımından sakıncalı olabilir.
Bu yüzden, akreditifin devredileceği açıkça belirtilmişse, lehtarın değişmesi
mümkün değildir. Devredilemeyen akreditifler hiçbir şekilde üçüncü bir kimseye
devredilemezler.
4.9.Adi Akreditif
Açılan akreditifler, genellikle, yalnız bir
defa kullanılır. Lehtar, poliçeyi çekip bedelini bankadan aldıktan sonra veya bankanın kabul
ettiği poliçeyi iskonto ettirir ettirmez,
akreditif muamelesi ihracatçı yönünden son bulmuş olur.
4.10.Döner Akreditif (Revolving Letter of
Credit)
Bazı poliçenin bankaca ödenmesinden veya
kabul olunmamasından sonra akreditif
aynı şartlarda ve otomatik olarak yenilenir. Döner akreditif ithalatçı
tarafından amir bankaya verilen özel talimatla açılır. Döner akreditifin
lehtarı, poliçeyi ilgili belgelerle birlikte bankaya götürerek bedelini tahsil edince veya poliçeyi kabul ettirince,
akreditiften bir defa daha faydalanmak hakkını kazanır. Başka bir değişle
lehtar, birinci akreditifin şartlarına uygun olarak yapmış olduğu ihracatı tekrarlar. Döner akreditifler, akreditif mektubunda belirtilen sayıda otomatik olarak yenilenir.
Genellikle döner akreditifler aynı cins malı tek bir ihracatçıdan kısım kısım alan ithalatçı tarafından açılırlar.
4.11.Bölünebilen Akreditif (Divisable Letter of Credit)
Devredilebilen
akreditifler bazen kısımlara bölünebilecek şekilde açılırlar. Bu
takdirde açılan akreditif kısımlara ayrılarak çeşitli lehtarlara
devredilebilir. İthalatçının yabancı ülkeden satın almak istediği malları bir
tek firma sağlayamıyorsa bölünebilen bir akreditif açmakta fayda vardır.
Akreditif amiri, bir tek firma veya yabancı ülkesindeki mümessili lehine
açtırarak zamandan ve masraftan tasarruf etmiş olur. Gerçekten lehtar
bölünebilen akreditifi çeşitli firmalar arasında taksim edilerek birden fazla
ithalat muamelesinin bir tek akreditifle ödenmesini sağlamış olur.
4.12.Bölünemeyen Akreditif (Undivisable Letter of Credit)
Açılan akreditifin bölünebilmesi akreditif mektubunda bu
hususun açıkça belirtilmesine bağlıdır. Akreditif mektubunda açıkça yetki verilmediği takdirde
akreditifin kısımlara bölünmesi ve üçüncü kişilere devredilmesi mümkün değildir.
4.13.Süreli Akreditif (Termed
Letter of Credit)
Süreli akreditifte bankanın lehtara ödeme yapması ya da onun
getireceği poliçeyi kabul etmesi için
belirli bir süre saptanır ve akreditif mektubunda belirtilir. İhracatçı ancak
bu süre içinde malları temsil eden belgeleri bankaya sunarak alacağını
isteyebilir. Sürenin dolmasından sonra
belgelerin sunulması halinde bankanın kural olarak ödeme ya da
poliçeyi kabul yetkisi yoktur.
4.14.Süresiz Akreditif (Untermed Letter of Credit)
Süresiz akreditifte lehtar
her zaman bankadan ödeme ya da kabulde
bulunmasını isteyebilir. Bankanın ödeme ya da kabul yetkisi süre ile
sınırlandırılmamıştır. Bu tür akreditifler aynı şirketin merkezi ile şubeleri
arasındaki ödemelerde kullanılmaktadır. Bunun yanında bir ülkedeki kamu kuruluşları lehine yabancı ülkelerden açılan akreditifler içinde
de süresiz olanlara rastlanmaktadır.
5.AKREDİTİFİN YARARLARI
Akreditif, gerek
ihracatçıya ithalatçıya önemli faydalar sağlayan bir ödeme şeklidir. Akreditif
yoluyla ödemenin taraflara sağladığı belli başlı faydalar şunlardır;
5.1.İhracatçının Yönünden
1-İhracatçının , sattığı malların bedelini ithalatçıdan
almama ihtimalinin akreditif hemen hemen ortadan kaldırılır. Gerçekten ,
akreditif açılmakla ithalatçının itibarı amir bankanın itibarı ile desteklenmiş
olmaktadır. İhracatçının çekeceği poliçenin ödeneceği akreditif açan banka ve
eğer varsa teyit eden banka tarafından taahhüt olunmaktadır. Böylece,
ihracatçının parasını alamama tehlikesi ortadan kalkmış olmaktadır.
2- İthalatçının ülkesinde uygulanan kambiyo denetiminin
uluslararası ödemeleri kısıtlaması dolayısıyla
ortaya çıkacak mali riskleri akreditif asgariye indirir. İthalatçının
yurtdışından satın aldığı malların
bedelini ödeme kudreti ve isteği bulunsa bile kambiyo denetiminin varlığı bu
ödemenin fiilen yapılmasını önleyebilir. Oysa amir banka akreditifi ancak
yabancı ülkeye döviz transferine izin aldıktan sonra açar. Bu nedenle
akreditifin açılması kambiyo denetiminde görevli makamlardan transfer izninin alınmış
olduğunu da ifade ettiğinden ihracatçı
alacağından emin olarak ithalatçıya gönderir.
3- Akreditif
ihracatçıya kolaylıkla kredi bulmak olanağını verir. Gerçekten
akreditifin açılmış olması ihracatçının gereken belgelerle birlikte poliçeyi
muhabir bankaya sunar sunmaz malların bedelini alacağını gösterir. Eğer
ihracatçı malları temin edip ithalatçıya gönderinceye kadar geçecek süre içinde krediye ihtiyaç
duyuyorsa kendi ülkesindeki herhangi bir bankaya başvurur ve akreditif
mektubuna dayanarak kolaylıkla kredi elde edebilir. Banka ihracatçının kısa bir
süre sonra parasını alacağından ve kendisine olan borcunu ödeyeceğinden emin
olarak kolayca kredi açar.
5.2. İthalatçı Yönünden
Akreditifin ithalatçıya
sağladığı faydalar da vardır. Bu faydaların başlıları şunlardır :
1-Akreditif, ihracatçının ithalatçı ile yaptığı satış
akdindeki şartları tam olarak yerine
getirmesini sağlayan yoldur. Gerçekten ihracatçı akreditif mektubunda gereken
şartları yerine getirmezse ve belgeleri
gerektiği şekilde hazırlanmazsa parasını bankadan alamaz. Banka ihracatçının
sunduğu belgelerin ithalatçının istediği şekilde olup olmadığının incelenmeden
ödeme de bulunmaz. Bu nedenle ithalatçı malların kendisine gönderileceğinden ve
satış şartlarının uygulanacağından emindir.
2-Bankalar ithalatçılara çeşitli nedenlerle kredi vermek istemediklerinde bile daha kolay akreditif açarlar. Bankaların akreditifi daha
kolay açmalarının nedeni bu işlemlerde
daha büyük teminata sahip olmalarıdır. Akreditif açan banka kendine borcunu
almadıktan sonra malları teslim eden belgeleri ithalatçıya vermez. Eğer parayı
almazsa malları satarak alacağını alır. Öte yandan banka akreditif açılışından
poliçenin ödendiği güne kadar geçen
sürede lehtara ödeme yapmaz. Akreditif amiri vadesi bitmeden önce poliçeyi
bankaya ödediğinden akreditif açılması bankanın kasasından para çıkmasını
engeller. Bu yüzden bankalar kredi
yerine akreditif açmayı tercih ederler.
Akreditif gerek ihracatçı
gerekse ithalatçı için önemli faydalar sağlar. Bununla birlikte ihracatçının
akreditifinden elde ettiği fayda ithalatçıdan daha fazladır. Genelde bu yol
için ısrar edenler ihracatçılardır. Genelde şartlar kabul gördüğünden ithalat akreditifi yolu ile yapılmaktadır.
KAYNAK: ÖĞR. GÖR .Salih KAYA (“ULUSLARARASI BANKACILIK
UYGULAMALARI” kitabından alınmıştır.”)
YORUM: Uluslararası bankacılık hizmetleri en genel anlamı
ile uluslararası mal ve sermaye hareketlerinde aracılık sunmak olarak
düşünüldüğünde dış işlemlerde aracılık hizmetlerinin önemi ortaya çıkacaktır.
Bu aracılık hizmetlerinin başında
akreditiflerin açılması ve aracı bankalar tarafından gereken işlemlerin
takip edilmesi gelmektedir. Akreditif
bankalarca teminat kredi mektubudur. Akreditifte kullanılan belgeler
işlevlerine göre adlandırılırlar. Taşıma belgeleri; deniz , karayolu, havayolu,
demiryolu olarak düzenlenir. Ticari
faturalar; ihracatçı tarafından düzenlenir, malın miktarı, cinsi, adedi,
vergisi ve nihai tutarı yer alır. Sigorta poliçesi; muhtelif nedenlerden dolayı
talep edilir ; hem alıcı ülke hem de satıcı ülke tarafından talep edilir. Menşe-i
şehadet namesi malın milliyetini gösteren belgedir. Analiz raporu ticarete konu olan malın
uygunluğunu gösteren belgedir. Sağlık sertifikası ticarete konu olan malın
sağlığa uygunluğunu gösterir. Akreditifin açılışı ve işlemleri; dış ticarette önemli bir ödeme
şeklidir. Uluslararası bankalar açısından teminat mektubu olarak tanımlanır.
Akreditif açılmadan önce alıcı ve satıcı arasında satış sözleşmesinin yapılması
gerekir. Alıcı satıcı arasında satış işlemi yapıldıktan sonra satış işleminde
malın türü, niteliği, tutarı, açılacak akreditifin cinsi alıcının hazırlayacağı
belgeler, malın gönderme süresi gibi şartlar taraflar arasında anlaşma konusu
olur. Teslim şeklide kararlaştırılır. Satış işlemi yapılmasından sonra
satıcı Türkiye ‘deki bir bankaya
başvurarak alıcının ülkesindeki bir bankaya kredi açılmasını ister. Banka
ithalatçının ticari itibarını kontrol ettikten sonra akreditif açıp açmamaya
karar verir. Akreditif talepnamesi doldurulduktan sonra bankaya sunulur.
Akreditif talepnamesinde lehtarın adı ve açık adresi, alıcının çekeceği poliçe
vadesi, poliçenin ihtiva edebileceği meblağın azami miktarı akreditifin çeşidi, yükleme ve boşaltma
limanları, poliçeye eklenecek belgelerin sayısı ve cinsi gibi bilgiler yer
alır. Akreditif talepnamesi alan banka ithalatçının ticari itibarını yeterli
bulmadığı takdirde ön ödeme isteyebilir. Bazı durumlarda ödemenin tamamını
alır. Akreditif açan banka, akreditif mukavelesinin şartları gereğince ya
poliçe bedelinin tamamını veya bir kısmının kendisine ödenmesi karşılığında
malları teslim eden belgeleri ithalatçıya devreder. İthalatçıda bu belgelerle
gümrüğe gelen malları çeker. Böylece ithalat mukavelesi tamamlanır. Akreditif
özelliklerine çeşitlendirilir. Akreditifin yararı, ihracatçı yönünden sattığı
malların bedelini ithalatçıdan almama ihtimalinin hemen hemen ortadan kalkar.
İthalatçı yönünden mukaveledeki şartların tama olarak yerine getirilmesini
sağlayan yoldur.
SONUÇ
Dünya ticaretinde hızlı gelişim ve elektronik iletişimin göz alıcı seyri dış ticareti ve dış ticaret materyallerini
değiştirme ve belirlemeye devam edecek uluslararası bankacılıkta buna paralel
olarak değişim seyrini sürdüreceği görünmektedir.
Türkiye’deki bankalar ve sunmuş oldukları hizmetler ,bütün
şubelerince yeterince sunulmamakla birlikte, dünya bankacılık sistemi ile
paralel bir gelişim göstermektedir. Günümüzde yükselen teknoloji sayesinde
bankacılık sektörünün de hızlı gelişmeler olacaktır. Uluslararası bankacılık sektörünü ayakta
tutan uluslararası ticaret
faaliyetlerinin artmasıyla beraber olumlu olumsuz yanlarını zamanla göreceğiz.
KAYNAKÇA
APAK, Sudi; Uluslararası Bankacılık ve Finans Sistemleri,
Ankara 1992.
APAK ,Sudi; Uluslararası Finansman Teknikleri, Ankara 1992.
AYDIN, Nurhan; Bankacılık Uygulamaları, Anadolu Üniversitesi
2002 .
DEMİR, Musa; Dış Ticaret İşlemleri ve Muhasebesi, Ankara 2002.
EKREN, Nazım ; Uluslararası Bankacılık, 1987.
KAYA, Salih; Uluslararası Bankacılık Uygulamaları, Ankara
2003.
KAYA ,Salih ;Bankalarda Dış Ticaret İşlemleri ve Uygulaması
(ICC-UCP 500 +e UCP) 2003.
PARASIZ, İlker; PARA
BANKA ve Finansal Piyasalar
SUNGUR, Turgut; Banka Tekniği, Ankara 1999.
TARKAN, Mehmet; Bankacılık, 2001.
TÖRE, Nahit; Dış Ticaret ve Kambiyo Bilgisi, Ankara 2000.
USLU, Sami; Uluslararası Bankacılık, İstanbul 2007
Çok teşekkürler sunumumuza katkı sağladınız :)
YanıtlaSil